
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI VE TEDAVİSİ
-
Çocuklarda görülen solunum yolu enfeksiyonları nelerdir?
Çocuklarda görülen üst solunum yolu enfeksiyonları rinit (nezle), grip (influenza), farenjit, bademcik iltihabı (tonsillit), orta kulak iltihabı (akut otitis media), orta kulakta sıvı birikmesi (efüzyonlu otitis media), sinüzit ve larenjittir (krup). Alt solunum yolu enfeksiyonları ise bronşiyolit, bronşit ve zatürre (pnömoni) şeklinde görülmektedir.
2. Hangi mevsimde daha sık görülür?
Solunum yolu enfeksiyonlarının en sık görüldüğü dönem sonbahar sonu, kış ve ilkbahar mevsimidir. Bunun en önemli nedeni soğuk hava nedeniyle kapalı ortamlarda daha çok bulunulması ve bu şekilde bulaşın daha kolay olmasıdır.
3. Bulaş yolu nedir?
Solunum yolu enfeksiyonlarının esas bulaş şekli damlacık yoludur. Öksürük ile ortama salınan virüs partikülleri solunum yoluyla vücuda alınarak hastalık oluşturur. Bir başka bulaş yolu da direkt temastır. Özellikle okul öncesi dönemde, kreş ortamındaki çocuklar ellerini çok sık ağız, burun ve gözlerine götürürler. Ardından ellerini temas ettikleri oyuncak ve eşyalar ile temas eden diğer çocukların aynı şekilde ellerini ağızlarına götürmesi ile mikroplar yayılır.
4. Yakınmalar nelerdir?
Rinit: Virüsler tarafından oluşturulan soğuk algınlığında belirtiler burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hafif dereceli ateş, öksürük ve boğazda kaşıntıdır. Ayrıca gözlerde kızarıklık ve akıntı da görülebilir. Bebeklerde huzursuzluk ve uykuda bozulma da eşlik edebilir.
Grip: Ateş genelde yüksektir. Halsizlik, baş ağrısı, kas ağrısı, boğaz ağrısı tipiktir. Ayrıca öksürük, burun akıntısı, nefes darlığı görülebilir. Bazen karın ağrısı, kusma, ishal gibi sindirim sistemi yakınmaları da söz konusudur.
Farenjit: Sıklıkla boğaz ağrısı, boğazda yanma, yutkunma güçlüğü ve öksürük görülür. Ateş eşlik edebilir.
Bademcik iltihabı: Bademcik iltihabı belirtileri de sıklıkla farenjitte görüldüğü gibidir. Klinik tablo birçok olguda tonsillofarenjit şeklinde görülür. Beta mikrobuna (A grubu beta hemolitik streptekok) bağlı bademcik iltihabında boğaz ağrısı, ateş, halsizlik, baş ağrısı, kas ağrısı ve boyunda ağrılı lenf bezi tipiktir. Bazı olgularda kızıl döküntüsü görülür. Aksine, viral enfeksiyon belirtileri (öksürük, düşük dereceli ateş, burun akıntısı, ses kısıklığı, öksürük, gözlerde akıntı gibi) beklenmez.
Orta kulak iltihabı: Öksürük, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı gibi yakınmalar ile seyreden bir üst solunum yolu enfeksiyonunun seyri sırasında ortaya çıkan bir komplikasyon olan orta kulak iltihabında yakınmalar kulak ağrısı, kulakta akıntı ve ateş şeklinde görülür. Bebeklerde huzursuzluk, ağlama ve uyku sorunları sıktır.
Orta kulakta sıvı birikmesi: durumunda ise hafif dereceli bir işitme kaybı haricinde bulgu yoktur. Bu durum hafif olduğu için ebeveynler tarafından fark edilmeyebilir veya yüksek sesle televizyon izleme veya okul başarısında düşme görülebilir.
Akut bakteriyel sinüzit: Belirtiler genellikle uzamış öksürük, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ateş ve sıklıkla gözler etrafında olan baş ağrısıdır.
Krup: Üst solunum yolu enfeksiyonunun seyri sırasında ani başlangıçlı ses kısıklığı ve havlar şekilde kaba öksürük yakınması tipiktir. Bu öksürük çoğu kez gece geç saatte görülür.
Zatürre: Ateş, öksürük, halsizlik ve iştahsızlık tipik belirtilerdir. Solunum sıkıntısı bulguları (sık nefes alıp verme, göğüs kafesinde çekilme, nefes darlığı, inleme, morarma) görülebilir. Ayrıca karın ağrısı, baş ağrısı ve göğüs ağrısı da belirtiler arasındadır.
Bronşiyolit: Esas olarak iki yaş altı çocuklarda görülen bronşiyolitte belirtiler öksürük, burun akıntısı, ateş, beslenme güçlüğü ve hışıltıdır. İlerlemiş olgularda solunum sıkıntısı bulguları görülebilir.
5. Solunum yolu enfeksiyonlarının tanısı nasıl konulur?
Üst solunum yolu enfeksiyonlarında tanı çoğu kez klinik olarak konulur. Bademcik iltihabında beta mikrobunun tanısı boğaz kültürü veya hızlı antijen testi ile kesinleştirilir. Salgın döneminde doktorunuz ise klinik olarak şüphelendiğinde influenza için hızlı antijen testinin yapılmasını isteyebilir. Ayrıca, pandemi döneminde solunum yolu enfeksiyonlarının en önemli etkenlerinden biri olan Covid-19 için gerekli koşullarda PCR veya hızlı antijen testinin yapılmasını isteyebilir. Covid-19 tanısının konulmasının esas amacı ev izolasyonu ile toplumun korunmasıdır. Alt solunum yolu enfeksiyonlarında da tanı sıklıkla klinik olarak konulur. Bununla birlikte, hastane yatışı gerektiren, tanının kesin olarak konulamadığı veya tedaviye yanıtın yeterli olmadığı durumlarda akciğer röntgeni ve kan testleri istenebilir.
6. Solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisi nasıldır?
Viral üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisi destekleyicidir. İstirahat ve bol sıvı tüketilmesi önerilir. Burun tıkanıklığı mevcutsa serum fizyolojik içeren damlalar rahatlatıcıdır. Soğuk algınlığı ilaçlarının özellikle 6 yaş altında doktor tarafından reçete edilmedikçe kullanılmaları önerilmez. Bunun nedeni etkinliklerinin kısıtlı olması ve çeşitli yan etkilerinin bulunmasıdır. Mevsimsel gripte, yakınmaların ilk iki gününde ise ayrıca antiviral tedavi başlanabilir. Bazı özel durumlarda hekim tarafından antibiyotik tedavisi reçete edilebilir.
7. Solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotik kullanımının yeri nedir?
Doktorunuz çocuğunuzda orta kulak iltihabı, akut bakteriyel sinüzit ve beta enfeksiyonuna (A grubu beta hemolitik streptekok) bağlı tonsillit/farenjit söz konusu olduğunda antibiyotik tedavisi reçete edecektir. Ayrıca zatürre mevcutsa ve bakteriyel etken olduğu düşünülüyorsa da antibiyotik tedavisi önerecektir. Bu durumlar haricindeki solunum yolu enfeksiyonları viral etkenler ile oluşmaktadır. Bu nedenle doktorunuz reçete etmedikçe antibiyotik kullanmanız uygun değildir.
8. Gereksiz antibiyotik kullanımının olumsuz sonuçları nelerdir?
Gereksiz antibiyotik kullanımı; hastanın ilaç yan etkileri nedeniyle zarar görmesine, tedavi maliyetinin artmasına ve tüm dünya için önemli bir tehdit unsuru olan antibiyotiklere karşı direnç gelişmesine neden olmaktadır. Bu yüzden, tüm ilaç tedavilerinde olduğu gibi, antibiyotik kullanımında da “akılcı ilaç kullanımı” ilkelerine uyulması önemlidir. Akılcı antibiyotik kullanımı için; doğru tanı sonrası doğru antibiyotik, uygun yoldan, etkin dozda, uygun doz aralığında ve süreyle verilmelidir.
9. Antibiyotik kullanırken nelere dikkat edilmelidir?
Ailelerin antibiyotik kullanırken doktor reçetesi ve önerilerine uyması önemlidir. Öncelikle eczaneden verilen antibiyotiğin doktorun reçete ettiği form ve içerikte olduğu kontrol edilmelidir. Antibiyotiğin önerilen miktarda, doz aralığında ve süreyle kullanılması önemlidir. Aileler tarafından en sık yapılan antibiyotik kullanım hatalarında biri çocuğun yakınmalarının azalması ile antibiyotiğin önerilen süreden erken kesilmesidir. Bu durum enfeksiyonların tam olarak tedavi edilememesi ile sonuçlanabilir. Tedavinin erken kesilmesi veya doz atlama, örneğin beta enfeksiyonuna bağlı tonsillofarenjit gibi durumlarda özellikle kalp ve böbrekler ile ilgili önemli komplikasyonların görülmesine neden olabilir.
10. Antibiyotik direnci nedir? Nasıl azaltılır?
Belirli bir antibiyotiğe karşı direnç, söz konusu antibiyotiğin uygun tedavi dozunda bakterileri öldüremediği ve çoğalmalarına neden olamadığı anlamına gelmektedir. Bu durum mevcut enfeksiyonun tedavi edilememesine neden olmaktadır. Antibiyotik direnci önemi giderek artan bir küresel sağlık sorunudur.
Güncel bir OECD raporunda ülkemizde sistemik antibiyotik reçetesi oranı %31 iken aynı oran birçok Avrupa ülkesinde %10-20 arasında bildirilmiştir. Yakın zamanlı bir uluslararası değerlendirmeye göre, Türkiye’nin hastane enfeksiyonları yönünden antibiyotik direnci en yüksek OECD ülkesi olduğu bildirilmiştir.
Antibiyotik direncini azaltmak için oluşturulmuş uluslararası ve ulusal çeşitli düzenlemelere uyulması çok önemlidir. Hastalar açısından ise el yıkama, doktor tarafından reçete edilmeyen antibiyotiği kullanmamak, evde antibiyotik bulundurmamak, reçete antibiyotiği önerildiği süre ve doz aralığında kullanmak, enfeksiyon hasatalıklarına karşı gerekli olan aşıları yaptırmak antibiyotik direncini azaltacak önlemlerdir.
11. Çocuklarda antibiyotik kullanımı için yaş sınırı var mıdır?
Antibiyotikler için yaş sınırı yoktur ve yenidoğan döneminden itibaren kullanılmaktadır. Bununla birlikte bazı antibiyotikler belirli bir yaşın altında kullanılmamaktadır. Hekim; bakteriyel etken düşündüğü durumlarda yaş, enfeksiyonun tipi, mevsim ve altta yatan hastalık gibi faktörler gözeterek uygun antibiyotik tedavisini planlar. Kültür üremesinin saptanması ise tedavinin etkene yönelik olarak yönlendirilmesine imkan tanır.
12. Çocuklarda solunum yolu enfeksiyonlarında nelere dikkat edilmelidir?
Solunum yolu enfeksiyonlarının en önemli kısmını soğuk algınlığı olguları oluşturur. Tedavi destekleyicidir. Bazı durumlarda, klinik tablo orta kulak iltihabı, sinüzit, zatürre veya bronşiyolite ilerler. Aileler bu enfeksiyonlara ait yukarıdaki belirtiler görüldüğünde (kulak ağrısı, uzamış öksürük ve burun akıntısı, hışıltı, solunum sıkıntısı bulguları gibi) hekime başvurmalıdır. Benzer şekilde viral yakınmaların eşlik etmediği boğaz ağrısı, ateş ve halsizlik de boğazda beta enfeksiyonunun bir belirtisi olabileceği için hekim başvurusu gerektirir. Hekim tarafından reçete edilen tedavinin doğru şekilde kullanılması ve aile tarafından antibiyotikler başta olmak üzere reçete edilmeyen ilaçların başlanılmaması önemlidir.